05 Ekim 2009

evde maymun beslemek



evet, ben yedim bu naneyi yine. yazın 2 ay beslediğim maymunu mezun ettim. yazın beslediğim maymun kaçtı evden. anlaşmamızdaki sorunları ve çözülemeyen tüy sorunlarını saymazsak fena değildi. 2 ay boyunca benden çok şey öğrendi yavrucak. telefon kullanmaktan tutun, bulaşık yıkamaya, hatta ve hatta kapıyı açmaya kadar çoğu şeyi öğrettim. lakin temizlik işlerinin çoğunda kötüydü. olur ya, evde maymun beslemek isterseniz dikkat edin temizlik işlerinde pek iyi değiller. özellikle tuvalette işler bazen oldukça kötüleşebiliyor. yeri geldi mi 2girls 1cup' ı geçebiliyorlar. ben özellikle düzgün bir tuvalet alışkanlığı kazandırmakta oldukça zorlandım. özellikle alafranga tuvaletlerde kıl- tüy dökme işlerinden oldukça azar işitmişti yaratık. velhasıl, mezun ettik 4 senelik bir mühendislik fakültesinden onur' umu. ayrılmak zor oldu. insan çok alışıyormuş. 2 ayın kablonet, 1 ayın elektrik ve gaz faturalarını da takmasaydı daha bi mutlu olacaktım ama neyse.

mutfakta işler çoğu zaman daha iyi gidebiliyor. kendi kirlettiği tabak çanakları yıkamaya özen gösteriyorlar çoğu zaman. maymunlarda bile bi' temizlik iç güdüsü var olsa gerek. lakin düşük seviyelerde olduğunu kolaylıkla söyleyebilirim.

yemek işlerini düşünmeyin bile. yemek yapmak hakkında en ufak bir bilgileri yok. benim beslediğim maymun - onur -benden önce 3 sahip değiştirmiş ama bir kez olsun yumurta kırmamış. 7/ 24 dışardan yedi oğlan (dişi değildi malesef) 2 ay boyunca. o değil, para nerden geliyor onu anlamadım...

siz siz olun, evde maymun falan beslemeyin. bahçeli ev falan varsa neyse de, öğrenci evinde olmuyor. hele o ayakta işemeleri yok mu!.. hayatta en deli olduğum iş!!

lakin onur geçen sene bahçelievler' de kalmış, yine rahat edememiş. gariban sanmış ki bahçeli' deki evler "bahçeli". ben de bu olayı duyunca tabi başladım o zeka küplerine, yok efendim işte o deliklere nesne oturtmacalara falan ama fayda etmedi tabii. hayvan ne de olsa yani.

son olarak şunu söyleyebilirim ki aman ha. elinizi ayağınızı öpeyim, evde maymun beslemeyin...

verdiği ilhamdan ve kullandığı "evde maymun besleme" lafı için kankama selam olsun. bi' kitle yok ama yine de söyleyeyim ben, sağ olsun. :) o bulur beni, bulmuştur bile. bilirim ben :)

Devamı...

28 Eylül 2009

firefox' ta addon/extension sorunu


firefox kullanıyorsanız ve herhangi bir eklenti yüklerken "...will not be installed because it does not provide secure updates" hatası alıyorsanız, çözümü oldukça basit. bi' tane kayıt girdisiyle bu güvenlik denetimini ortadan kaldırmak mümkün. ekran görüntüleriyle beraber anlatayım dedim. ne olur, ne olmaz. gören duyan kolay yapsın, yaptığım bi' işe yarasın hiç olmazsa. umarım işinizi görür. buyrun...





yapmanız gerekenleri adım adım yazayım:

1 - firefox' u açtıktan sonra adres çubuğuna "about:config" yazarak firefox' un ayarlar sekmesine giriyoruz.

2 - firefox' un "dikkatli ol, üzülme sonra. bak benden söylemesi" uyarısına "tamam abicim merak etme sen, dikkatli olurum ben" diyerek geçiyoruz.



3 - ardından, boş bir alana sağ tıklayarak "New" (Yeni) sekmesinden "Boolean" değişkeni seçiyoruz. boolean türünde bir değişken atıyoruz da diyebiliriz buna.


4- değişkenimizin adı "extensions.checkUpdateSecurity" oluyor. yani eklentilerin güvenlik güncellemelerini denetlemesi, ve değeri de false(yanlış) oluyor.

boolean değişkenlerin true ya da false aldığını zaten. bu iş de bu kadar basit işte, bitti gitti.
artık extension/addon yüklerken güvenlik nedeniyle izin alamadığımız firefox, bize bol bol izin verecek.

Devamı...

yüksek tansiyon

geldim ankaraya, gerçi bayramdan beri ankaradayım ya neyse. hipertansiyon (yüksek tansiyon) hastasıymışım bu yaşta. 1 haftadır hastanelerde geziyorum Allah kimseye göstermesin. neyse ki kalbimde, ciğerimde, herhangi bir organımda bir sorun yok. sistolik tansiyonum 160mm Hg, diastolik ise 90mm Hg çıktı. bir gün holter takıldı, sonuçlar bugüne belli olacaktı. yarın gidip bakacağım Inşallah hızlı kilo almamdan dolayı çıkar. bir ayda yaklaşık 10 kilo aldım :( 95 kiloluk filinta gibi delikanlıydım, oldum 105 kiloluk "ağır delikanlı".

doktorların dediğine göre, hayat standartlarım çok düşermiş, hayattan zevk almazmışım, tatsız tuzsuz yaşayıp gidermişim yüksek tansiyonla. bugüne kadar belli olmaması ise işin en garip tarafıymış. düne kadar o kadar korkuyordum ki Allah korusun ölmekten, felç olmaktan, böbreklerin ya da genel olarak organlarımın iflas etmesinden... defalarca kalktım teyzeme gittim öleceksem bari emin ellerde öleyim diye. lakin 2 gündür kendimi iyi hissediyorum çok şükür de korkum azaldı. her gece kalbimin küt küt atmasından tırsmamdan ötürü -ki şu ana kadar yokuşları koşar adım çıkar,

"o kadar ağırsın,
bizden hızlı çıkarsın"

nağmeleriyle yokuşları ağlatırdım. oysa şimdi yokuş gördüm mü korkudan kaçacak delik arıyorum. hayatımda taksiye binmem sayılıdır, bu hafta taksiye verdiğim parayla bi' dolu yemek yerdim ne güzel :/ hala yemek diyorum ya.. hay midene be kuzu!

stresten aldım onca kilo,
vermek lazım şimdi, aboo

diyorum ve sanırım sadece tansiyon değil, ruhsal bir hastalığım olduğundan da şüphelenerek bu güzide yazımı da noktalıyorum.

pe se: güldüğüme, mutlu göründüğüme bakmayın. afedersiniz bi' tarafım atıyor tak diye gideceğim diye. Allah kimseye böyle pislik yaşatmasın. hele bu yaşta hiç yaşatmasın... :'( gözünüzün yağını yiyeyim dikkatli olun, kilo almayın. cidden çok zor..

(sistol ne, diastol ne, holter ne, post script ne diyor olabilirsiniz. onlara da yarına bi' ayar çekeceğim Inşallah. net feci yavaş nedense.

yazıyı okuduktan sonra başlığa baktım, şaşırdım. siz de şaşırmayın (gerçi geç oldu biraz, okudunuz sanırım yazıyı artık ama), grup adı falan değil bu "yüksek tansiyon" :/ )

Devamı...

23 Eylül 2009

utanın artık

adamlar utanmadan bi' de 2. reklam filmini çektiler. ve ben, bugün az kalsın o "seviyesiz reklam filmleri" olan (çekmiyorlar sonuçta, çektiriyorlar) şirketten gidip pantöl alma gafletinde bulunuyordum. 40 yılda bi' pantöl alasım geldi, cebimde para vardı, lakin ne yazıktır ki almadım o güzel pantolonları, kotları. hayırlısı... yapmayın abicim şu "istanbul" işini. nefret ettirdiniz istanbul' dan.

Devamı...

16 Eylül 2009

hay istanbul' unuz batsın afedersin!

yazının sonundaki o güzide alıntıyı okumadan geçmeyin direyek, yazıma başlıyorum...



yok neymiş efendim "burası istanbul" muş! bundan daha antipatik bi' reklam yapılabilir miydi bilemiyorum. ne demek "burası istanbul" efendim? bacak kadar boyunla sen mi karar veriyorsun?! pabuç kadar dil afedersiniz. sinirlerim tepemde... o 2 ciks, tiki, yozlaşmış, özenti kızı gördükçe kendime hakim olamıyorum efendim. elim ayağım birbirine dolaşıyor sinirden. hadi o 2 yozlaşmış, özenti kızı geçtim; o - afedersiniz - hafif kılıklı velede ne oluyor? erkeklikte var mıdır bunlar? "neettin kuzum sen böyle?" diyosunuz belki ama kusura bakmayın, yozlaşmak, özenmek, toplumun bağlarından bu kadar kopmak bile bu hallere düşmemişti. pazarlama stratejisi, reklam, şu, bu demeyin bana. olmaz olsun böyle strateji, olmaz olsun böyle reklam. gerçi o arkadaşlar okuduğunuz son cümleyi anlamamışlardır. şöyle yazayım da onlara da hitap etmiş olayım: "...olmas olsun böyle strateji, olmas olsun böyle reklam...". ey efendiler, aklı çalışanlar! yapmayın, etmeyin! sinirlerimi tepeme çıkarmayın. yapmayın, etmeyin... hadi sütünüzü için, doğru yatağa...

son olarak:

"zaten memlekette ana baba sözünü hiçe sayan p.çliğe meraklı bir kitle varken ve bu kitle diğer gençlerin ahlâkını ve ülkemizin geleceğini tehdit ederken bir de bu reklamın peyda oluşu hiç hoş değildir. anaya babaya kocaya isyanın yüceltildiği bu reklam bana göre Türk aile yapısını olumsuz etkilemektedir. umarım en kısa zamanda rtük tarafından gerekli yaptırımla karşılaşacaktır. rtük, çıplaklıkla, öpüşmeyle uğraşacağına bu tip reklamlarla ve bu tip aile yapısını yok sayan karakterlerin iyi insanlar şeklinde sunulduğu dizilerle uğraşırsa çok daha faydalı işler yapmış olur zira öpüşen iki insanın veya bir çift bayan memesinin asla yapamayacağı ahlâki tahribatı bu tip diziler, reklamlar vs. yapmaktadır. bir memlekette pi.lik yüceltilir olduysa o memleket artık iflâh olmaz demektir." dengizik (ekşi) - şurdan



buyrun bi de şunlara bakın benim için:

1

2 - ikinci cümleye birşey demiyorum ama ilki sanırım benim demek istediğimi başka bir yoldan açıklamış.

3

4

5

Devamı...

13 Eylül 2009

boondock saints II: all saints day


postere bakıp şaşırmayın, 2. filmden bahsediyorum :)

99 yapımı "The Boondock Saints", ya da "Şehrin Azizleri" nin devam filmi "Boondock Saints II: All Saints Day" duyruldu. 10 sene öncesinin cevval evlatları geri dönmüş. kadro aynı. Sean Patrick Flanery, Norman Reedus, ve Billy Connolly. David Della Rocco (kısaca Rocco)' yu kaybetmiştik ilk filmde, bildiğiniz gibi. artık tam anlamıyla emin değilim ama sanırım yerine Clifton Collins Jr. gelmiş. aynasız tayfasından da Willem Dafoe hariç 3lü sabit kalmış (gözlerim beni yanıltmadıysa). güzel olur, hoş olur umarım. ancak ve ancak eminim ki "kurtlar vadisi", "deli yürek", "aras dağlı" tayfası bunu da ciddiye bindirip "racon" kesmeye, "haraç" istemeye başlar. özentisi bol milletiz vesselam. insanlar neyi örnek alacağını, neye özeneceğini şaşırmış durumda. bi' furya "emo" cu olur, kimisi "polat" çı olur, bazıları "pokemon" cu olur. Türkiye işte. ne olacağı belli değil. insanın ne yaptığına dikkat etmesi gerekiyor. böyle cahil ve kapasitesiz insanların bolca bulundupu güzel ülkemde neyin ne olacağı belli olmuyor. gelin lafı kısa keseyim de, fragmanımızı izleyip eskileri yâd edelim.











umarım film güzel olur. tutmasına gerek yok. zaten güzelim memleketimde tutan filmler ne ki? varsın kuzu sussun..

Devamı...

District 9

http://us.imdb.com/title/tt1136608/

Devamı...